BLOGGER TEMPLATES AND TWITTER BACKGROUNDS »

19 Mayıs 2017 Cuma

Kabus

Henüz hatırladım bir hafta önce gördüğüm bir kabusu. Bu saatte (Gece 3:54) kimse ile paylaşamadığım için burayı havalandıracağım. Yanlış mı, göreceğiz.

Sizler rüyalama girdiniz. Bana kızdınız, sonra kendinize kızdınız. Beni çağırdınız. Sonra ben sizi bulmaya buraya geldim. Herkes ölmüş. Linkler uçmağa varmış. Neredesiniz? Geldim işte.

İnan hiç aklıma gelmediniz son 6 yılda. Ben de gelmemişimdir. Zaten bir siliklik kaldı bende. Sindi her şeye bir unutulmuşluk. Yahu, nereden başlamak lazım, çok şey oldu.

Ben pılımı pırtımı aldım kaçtım. Kaçmaktan anlarsınız siz. Ama ben anlamadım. Kaçtığım yere yerleştim. Yerleştiğim yere dönüştüm. Kolay olmadı. Kollarım uzadı. Kilo aldım.

Sevdiğim bir hocam vardı. Masallar anlatırdım ona. Dinlerdi beni. Onu saçma sapan yerlere götürürdüm hikayelerimle. Var olmayan kadınlar anlatırdım, çocuklar, ağıtlar ve ağaçlar. Ağlardık beraber.

Hikaye anlatmayalı çok oldu. Ben hikayelerimi unuttum, sizi de unuttum.

İnsan unutmaya görsün.

Korkak korsan, şövalye falan. Yahu, nereden başlamak lazım.

Şöyle ki, çok korktum siz girince rüyama. Ben savruldum. Siz de öyle olmalı, bunu anlayınca rahatladım. Sonra, işte, sizi görmeye geldim, hani çağırdınız beni ya. Yoksunuz götsüzler. Sana aşıktım ben. Arabesk değil, düz.

Güzel haber, ben iyiyim. Ama görseniz tanımazsınız.

Hala bir takım elbisem yok. Çocuğum olmadı. Kısırım galiba. Kalın kitapları okumak yerine kıçımın altına koymam gerekiyordu zamanında.

Hala sigara içiyorum ama alkol ve uyuşturucu ile aram kalmadı. Ama gelirseniz sizinle müstesna bir görüşme yaparız.

Ben özledim.

Bana yazın, bakarım, söz.

Öptüm.