BLOGGER TEMPLATES AND TWITTER BACKGROUNDS »

28 Ağustos 2009 Cuma

Lew Ashby


iyi yatasın mezarında be hocam xD

gece gece eşeğin aklına katırı düşürmek..


.



http://img1.blogcu.com/images/b/o/r/borulcesalatasi/kunefe1.jpghttp://kadinoloji.com/wp-content/uploads/2009/06/k%C3%BCnefe-tarifi.jpg



Son bi mucize tanrım!!!



.

Ya'rab



Aman ya'rab, taşaklarımı büzüştüren o bakış..

24 Ağustos 2009 Pazartesi

Anlamak İsteyene! Ramazan Şekerleri..

.

Orucumu yiyorsam bu ramazanda
Mübarek aydan habersizim sanma:
Çileden gece oluyor da gündüzüm
Sahura kalkıyorum gün ortasında.


İki günde bir somun geçiyorsa eline
Soğuk suyu da olursa kırık testide
Niçin kendinden kötüsüne kul olur insan,
Ne diye girer kendi gibisinin hizmetine..


Camiye gittim, ama Allah bilir niye:
Ne namaz kılmaya, ne dua etmeye.
Eskiden bi kilim aşırmıştım camiden:
O eskidi gittim yenisini yürütmeye..


Kimi dinde imanda buldu yolu
Kimi akıl, bilim yolunu tuttu.
Derken bi ses geldi karanlıktan:
gafiller! Doğru yol ne odur, ne bu!


Dünya üç beş bilgisizin elinde;
Onlarca her bilgi kendilerinde.
Üzülme; eşek eşeği beğenir:
Hayır var sana kötü demelerinde..


Sen sofusun hep dinden vurusun;
Bana da sapık, dinsiz der durursun.
Peki ben ne görüyorsam oyum;
ya sen? Ne görüyorsan o musun?

Kim Bilir..

.


Uzun süredir madde kullanmamasına rağmen, sağlıklı hayatın renkli ve göz kamaştırıcı havasından sıkıldığı için tekrar başladı kullanmaya. Günün çoğunu keyfi sarhoşluk ile havada uçuşan siklerin ve amların olduğu rüyalar ile geçirdi. Hissetmeye çalışıyordu dört duvar odasında, evet..

Ayrıca maddenin, onun istediklerini unutmasını sağlaması da yanına kar kalıyordu. Hatırlamıyordu ailesini, götü yırtık dostlarını ve sevgililerini. Onu kullanan sevgilileri.. Ve aslında, ona en çok koyan bu siktiğimin kompleksiydi. Her mutlu ve güzel geçen günlerin ardından hışımla çıkan bi sorun ile birlikte sersemliyordu o da, herkes gibi. Ama onu herkesten ayıran şey, her kötü son ile kullanıldığını anlamasıydı.. Geçmişten bi dostunu hatırladığında, onun yüzünü, saçlarını ve ya göğüslerini değil de, ona tarot öğrettiğini, japon sinemasından isimler izlettiğini ve doors sevgisi aşıladğını hatırlıyordu.. "Ve şu anda kesin yeni sevgilisiyle birlikte doors dinleyip, sik kafalı japonları izleyip ve üstüne de tarot bakıyorlardır" diye düşünüyordu..

Belli bi döneme kadr bu düşünceleri, "Gördüğüm resimler, onların dışarı gösterdiği, yalancı hayatlarının en tapılası parçaları, gerçek ve samimi değil" diye düşünerek kafasından atabiliyordu.

Ve polyaana düşüncelerin faydasızlaştığı günlerde başladı müptela olmaya. Bu kompleksten kurtulmaya çalışmak nerdeyse herşeyine malolacaktı. Kitapları, bibloları, ecük bücük resimleri ve dvd koleksiyonları.. Ama hepsi unutmaya değerdi..

Geriye bi yatak bi de dört duvar kaldığında, unutmuştu unutacağı kadarını ve başladı yeni bi hayata. Fakat yeni hayatındakileri de "kedi sikici piçler" diye çağırması pek bi zman almadı.

Uzun süredir madde kullanmamasına rağmen, sağlıklı hayatın renkli ve göz kamaştırıcı havasından sıkıldığı için tekrar başladı kullanmaya. Ve üstüne üstlük "kedi sikici arkdaşlar", ve şeytanı papuçla düzen sevgililer. Farklı şeyler hissetmeye açtı. Ve kendi düğümü çözülmeden acı dışında bi bok hissedemeyeceğini biliyordu da.. am denizinde yüzse de, kağıt paralar ile götünü silse de düğüm çözülmeden aç kalacaktı..

Düğümü çözebilmiş olsaydı, kaçmamış olsaydı niye kaleme alırdım "o"nu..

Şu anda napıyor mu? Posterlerin yıllar yılı oluşturğu pasağı barındıran duvarlar haricinde, bomboş olan odasında, başına buyruk vals ediyor olmalı, belki de çifte telli. Ya da müzik dinleyip, japonları izliyordur, kim bilir..

20 Ağustos 2009 Perşembe

At the Edge of the World

.



"İşte geldik" diye düşündü, "dünyanın ucundayız, batı kültürünün sınırı ve hepimiz herhangi bi'şey hissedebilmek için umutsuz bir haldeyiz, günün sonunda yaşadığımız yeri sikmeye aday, birbirimizi kolayca elde edebilceğimiz herh
angi bi'şey"..










Yetenek yoksa ne yazar.. Çokta sikimde xD Alırım elime, hiç olmadı boş tel tınlatırım..


Yoo hayır, yazarlığımdan bahsetmiyorum, gitardan bahsediyorum.. hem müziğe olan ilgim ile beş adet yetenekli tikiyi beceririm..



19 Ağustos 2009 Çarşamba

Bekle

3,5 saatlikten iki film izleyecen hadi hayırlısı.. Siki yemiştim eğer filmler yedi samuray ve lawrence of arabia olmasa.. morrison bekle sana geliyorum..

18 Ağustos 2009 Salı

Uluma

.


Beat kuşağının dahileri arasında, diğerlerine nazaran pek bi popüler olmasıyla dikkat çeken isim, Allen Ginsberg..

Yazdığı şiirler barındırdığı imgelemler ve bu imgelerin oluşmasını sağlayan hayal gücü ile birçok yazarın üslubunu etkilemiş.. Aynı zmanda şiirlerinde belli bi ritmin akması, şiirin okunuşunu ve satırların ezberlenmesini kolaylaştırmakta.. Kaleme aldığı olaylar, yaşadığı dönemin uç ve sivri kesitlerinin kafasındaki iz düşümlerinden oluşmakta.. Homoseksüellik, uyuşturucular, küfürler ve işledikleri suçlar.. "Normal" bi bireyin anında toz olacağı vakalar.. Yaşadığımız "kusursuz" şehirde gösterilmeyen sahneler, evsizler, müptelalar, orospular ve katiller..

Geçen yıl birkaç arkadaş Uluma'yı görüntülerle dile vurmuşlar.. Tamamını henüz ben de izleyemedim, ama elimde ufak bi kesit var.. Aha buyurun, afiyet olsun..





Ayrıca Amerika'yı okumak istiyorsanız buyurun..

İnsanı şoke eden şey, 50 yıl önce amerikada yaşanan sıkıntıların, ki birçoğu hala yaşanmakta, günümüzde, bu topraklarda yaşanması.. Sansürler, yerin dibinde yaşamayı seçenler, yerin dibine gömülenler.. Sikilenler ve itinayla sikenler.. Ve mutluluğu mezarlarda arayanlar.. Çükünde sürekli peçete olanlar, avuçlamaktan organları aşınanlar.. Mutsuzluklarına alışveriş merkezlerinde merhem bulanlar, varını yoğunu sigara alkole ve uyuşturucuya savuranlar..


17 Ağustos 2009 Pazartesi

KÖRLER

.



Ve adam sordu yanındaki orospuya; "neden bu hale geldin, neydi bu hale gelmeni sağlayan?" Orospu bakmaya bile kalkışmadı adama.. Ne zamandan kaldığı belli olmayan birayı aldı ve ağzını, o boktan birayla gargara etti.. Ciğeri kemiren gargara sesiyle birlikte, ilk defa dikkatli baktı adam, orospuya.. Ve boynunda kümelenmiş olan sigara yanıklarını gördü.. Uzun zamandır orda oldukları belliydi o lekelerinin.. Ayrıca cevabı da verir gibiydi. Kesin...

Dalmış olan adamı kendine getiren şey, orospunun yıllar sonunda naifliğini yitirmiş sesi oldu; "Babamın yüreğime dokunan okşamaları sebebiyet verdi," dedi ve ekledi, "hayatlarımızda nice pezevenkler vardır. Biri gelir ve gözünü bağlar, kör eder. Bu, ufak götünü tutuşturan bi kız da olabilir, kukunu okşayan baban da. Ve hayata karşı öyle kör oluyoruz ki..", biradan okkalı bi yudum aldı, "uçurumun kenarında olduğumuzu bile farkedemiyoruz."


Herkesin birer hükümdar olduğu, insanlığın şu son durumunda insanlardan ne beklenebilir.. İkametgah edinip, kendine uygun "ata" evlat edinmek haricinde.. Hayaletlerinlerin peşinden koşturup hayat kuran bizler, ne zman öğrenebilceğiz başkasının mezarına tükürmekle bi bok kazanamayacağımızı..

Koşun, durmayın.. Çıkarın birbirnizin gözlerinizi ve sonra suçlayın orospuları, pezevenkleri, piçleri ve morukları.. Onları yetiştirenler de bu boktan insanlık iken, dibi görmekten dha güzel deneyim var mı? Kuralların belli olduğu, keşfedilecek yeni dünyaların kalmadığı şu çöplükte, parayla satın alınabilcek mutlulukları reddedenleri küçümseyin.. Siz sürekli öyle böyle mastürbasyon yaparkene, gerçek deneyimi uyuşturucuda arayanları küçükseyin..

Rengarenk, iyi paketlenmiş ve bol simli hayatalrınız ile vajinanızı avuçlayın.. Durmayın, elinize hangi alet geçerse götünüze sokun. Eminim bu sokma eylemi size ilk defa gerçekliği taddıracak "Barbie bebek" hayatlarınızın aksine.


..biradan okkalı bi yudum aldı, "uçurumun kenarında olduğumuzu bile farkedemiyoruz.." dedi..

16 Ağustos 2009 Pazar

Pis Moruk olmayacak da BİZ mi olacaz??

.



collons_de_deu:

sırf bu ele aldıkları 20&21. yy ahlaki yapısı bile onların filozof olması için yeterli.. hatta başkan bile yaparız ha bu ülkeye.. yardımcısı olarak da bukowki.. kaldırırız onu da.. o çürük vücuduyla bile hatunlar önüne serilir kesin, becer beni diye..

xD kitaplarında anlattığı kadarıyla, o pis moruk haliyle bile her türlü kadın mektup yolluyoryor, oram buram kaşınıyor çirkin herif, kaşısana ufak pipinle diye.. eminim şimdi mezardan kaldırsak tipten bişey kaybetmemeiştir.. zaten mezarın kenarına şarabı koysak, kokusundan kendisi kalkar adi..

beyintuzlaması:
ben de onu yazacaktım ama sahip çıkan taraf olayım dedim. haklısın bir sarışın gidiyor bir kalçası güzel geliyor sonra hoop son model pontiac'ıyla başka bir kadın alıp evine götürüyor arkadaşlarına teklif ediyor onlarda aaa henry mi deyip koşarak geliyorlar oo grup derken ganyan oynamaya gidiyolar 14e 1 veren ata bir oynuyor o at birinci geliyor:D:D neyse başbakanımızdan farkı yokmuş anlaşılan:)

collons_de_deu:
evet, eminimki gittiği yerde 7/24 at yarışı, sınırsız şarap, ve öve öve bitiremiyeceği kadar sikilecek iblis vardır.. mezerında ii yatsın ayyaş..


http://bukowski.net/photos/bukowski021.jpg

Taa yaşarkene antreman yapmış, "hangi pozisyon dha iyi mezarda şeytanlarla" diye..


http://kevynnmalone.blogspot.com/uploaded_images/bukowski030-799634.jpghttps://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhfB8FAR7-U10biTwiPV-vMtgIXFkTnXP3WDofDGVI6rLKZ5lDTnIDMwbysnCK9ncQ_tiHLOJRgrhlRXR11l1Qn2vbq_fU38lZ6880wuD4ed9Oyh-dTXiyn12JngAC27Bg9Tr3R8iFNsfvE/s400/20041004-bukowski.jpg

Cadılar

.



Cadılar fotoğraf ayinini yaparkene (ki bu onları ölümsüz yapar, her cadı için geçerli) odamı kullanmak istediler.. Karşılığında da fotoğraf makinasıyla ömrüme ömür kattılar.. Sanki dha bikaç boktan yıla ihtiyacım varmışcasına..












İç Çamaşırı Mankenleri

.



eee napayım yani, ben de 20. yüzyılda şartlandırıldım, telvizyon izleyip aynı boklarla kafayı doldurdum.. peki sonuç??


"benm de adonislerim iç çamaşırı mankenleri.."





Seamless Atlet Slip SetKülotLeopar StringString

15 Ağustos 2009 Cumartesi

Cumartesii

.

Saat bire kadar süren 10 saatlik şekerlemeden(!) kalkar kalkmaz, hafif bi kahvaltı ile mideyi tatmin ettiim.. sonrasında biraz bruce springsteen biraz da leonard cohen bnim için söylendi.. fire, im your man, take this waltz ve niceleri.. tabii dışarıda korkunç bi güneş ve yaşam enerjimi sömürmeye meraklı.. salondan kaçtım odama vee bomm!! orada da sikimi büzüştürmeyi başardı piç.. "bom" güneş ışığının dandik vücudumdaki tesirini tam olarak karşılamayabilir ama şidmilik en iyisi.. perdeler çekildi, yaşanabilirlik sağlandı..

daha önce izlediğim eski filmlerden hangisini tekrar izleyim diye düşünürken aklıma bu haftasonu sokak festivali olduğu geldi.. güneş hernekadr tedirgin etsede "sikeyim!" deyip kızıl'a; "hadi gel gidelim taksime, bütün o karışıklığa ve insan yığınına rağmen.." dedim.. o dünden niyetli, evden kaçmaya..

metrobüs, metro derkene geldik müeyyet sokağa.. başlamış violet çalmaya.. çömdük yerlere, yaktık sigaraları ki şansa ne güneş kaldı ne de tasa o ufak sokakta.. fena değildi de hani, tipsiz aylaklar, soytarılar ve sikilmekten hali kalmamış o orospu yolun ortasında.. ve taksimde bulunan insan cümbüşü ise yırtık, meni kokan sütyeninden fırlamış pörsümüş göğüslerini mıcıklıyor.. foto çekenleri de cabası..

fena bi akşam olmadı ama çok yordu.. özellikle maça giden, insandan bozma fanatikler bünyeyi sikmeyi başardı.. ama sonunda noldu? eve geldik, koyu bi kahve hazırlayıp uzandık ekranın karşısına.. bugünün şanslı filmi ise "dreAms" oldu akira kurusowa'dan..

ne demiş keith adlı filozof; "you cant always get what you want. but if you try sometime, u'get what you need!!"

boktan bi geceyi renklendirmek için de ışıkları "simple twist of fate" ile söndürüyorum..


Rock-Roll-Bob-Dylan.jpg image by thehousenextdoor

xD

"i love women. i have all their albums"



http://farm1.static.flickr.com/204/477009717_6fbf18210b.jpg

Californication


Amerikan dizi üretim(ki bu kelimeden tiksinirim(!)) sektöründen son zamanda çıkmış ilginç dizilerden biri kanımca.. "X Files"den paranoyak Mulder bildiğimiz David Duchovny, "taşaklı yazar" Hank Moody karakterine öyle iyi oturmuş ki kafamdaki "Mulder" imajından kurtulmayı çabucak başarabiliyor. Yaptığı espriler ve üslubu ile uzun zamandır aradığım karakterlerdndi. California'nın sıcak havasıyla nemlenmiş ahlaki çöküntü içerisinde kah pipisi peşinde koşuşturup, kendi tabiriyle "gün boyu naptınsa onun uğruna" diyip kızına adıyor kendini hacımız..

Dizinin soundtracklerine de diyecek yok hani.. Hiç olmadık zamanda uzun zamandır beri dinlemediğimiz hocaların parçalarını çalarak keyfi yerine getiriyor.. Özellikle 2. sezonun finalinde Neden buradan rahatsız olayım ki? Güneş cıvıldıyor, kuşlar da parıldıyor. Su da ıslak.." diyip California Dream'in çalması gün boyu tesiri süren salakça bi sırıtma bıraktı suratımda..

Ayrıca 3. sezonu yakında yayınlanacak olmalı..