.
- Merkez, ekip-bir-buçuk’tan merkeze , ekip-bir-buçuk’tan merkeze, tamam.
Plakamız sarkıyor, tamam.
Ne yapmamızı önerirsiniz, tamam.
Sarkmakla kalmıyor, asfalta sürtünüyor, tamam.
Ereksiyon başlattık galiba, tamam.
Acil tavsiye istiyoruz, tamam.
Kadınların yaratılıştan tek kusuru keyiflerince ayakta işeyememeleri. Kusur, doğru kelime, evet. Pisuardan yoksun kalmanın bende nasıl hasarlara neden olacağı hakkında en ufak bir fikrim yok. Uçan tozu-sineği vurmanın verdiği haz, destanlara konu olabilecek potansiyeli var.
- Merkez, ekip-bir-buçuktan merkeze, tamam.
Araba sarsılıyor, tamam. Ne öneriyorsunuz, tamam.
Merkez, bize ‘ekip-iki-buçuk’ olarak seslenmek zorundasınız bundan sonra, tamam.
Trenin, sessizliğe inat sireni
ile
yarım yamalak bakan ayın askıda kalmış ışığı sırt sırta verince
raylarda dirilen kaos,
Ne enfes bir beste yahu!
- Merkez, ekip-iki-buçuktan merkeze, tamam.
Ağıt yakıyoruz, tamam.
Ağıt yakıyoruz, tamam.
Zirveye oynuyoruz ve geri dönüş yok gibi, tamam.
Zoraki kasılmalar akıcı cilvelere dönüştü, tamam.
Toz duman falan, evlere şenlik falan. Uçuyoruz, tamam.
Ben de eskiden sana kesiktim. Sonra, mükemmel bir günde, saçlarının arkasındakileri gördüm. İki dakika soluklandım ve köşe başındaki satıcıya gittim. Hani şu mutluluğu pazarlayan; iki dakikalık, dört dakikalık ve yarım saatlik. Ona, seni sordum ve bana kartvizitini verdi. O günden beri dağa taşa tutkunum.
- Merkez, ‘ekip-tekrar-bir-buçuk’tan merkeze, tamam.
Ortalık sakin, tamam.
Ortalık sakin, tamam.
Dillere destan bir inişe tanık olduk, tamam.
İki dakikalık aydınlanma ile dünyaya barış getiriyoruz, tamam.
Puzzlenin eksik parçası, banyodaki kıl yumağı kadar yakınmış, tamam.
Siz kaltaklara selamlarla, tamam.
Biz dağılıyoruz, tamam.
Siz hanımlar ve yarının hanımları, kapılarınız kilitlemeyin. En yakın vakite ve aynı dilde görüşmek üzere,