BLOGGER TEMPLATES AND TWITTER BACKGROUNDS »

20 Mart 2010 Cumartesi

Mezarlarınıza Ben de Tüküreceğim



Günlerin Köpüğü, Mezarlarınıza Tüküreceğim, Kızıl Ot, Yürek Söken ve daha birçok roman, şiir, tiyatro, film, eleştiri (ki bunlardan caz üzerine olanlarından birkaçını okuma şansım oldu, çok iyiydi, herif hissediyor ritmi, öyle konuşuyor) ve beste sıkıştıran Boris Vian..

Birkaç yıl önce okuduğum Mezarlarınıza Tüküreceğimi tekrar okuma ihtiyacı hissedip, tozlu rafdaki esaretine son verdim.. Dilimle işaret parmağımı ıslatıp kitabın kapağını sildim.. Kapağa baktım ve bi dal çektim paketten.. Ocakta sigarayı yakam derken, saçımın bi kısmını kül ettim.. Çıkan esmer koku, canım sıkıldığında kollarımdaki kılları yakmamı çağrıştırdı.. Biraz sövmenin ardından hopp, attım kendimi yatağa ve külleri yatağın yanındaki boşluğa dökerek çevirdim ilk iki sayfayı..

Rahat bi şekilde akan sözlüklerin hepsi yerli yerindeydi.. Ikınıp kasılmadan olaylar ve dert tasa kafada canlanmakta.. Araya serpiştirilen güzel parçalar kitabın ritmine yön vermiş.. Yalın anlatımı ile daha kışkırtıcı bi kimlik kazanan erotizmi ile tahrik eden, hiddetin ve kinin damarda durduğu gibi durmadığı sayfaları deviriyorum.. Her yirmi sayfada bi duraklayıp, mutfakta sigara yakmaya gidiyorum.. Ama ilk ziyaretimden farklı olarak, daha dikkatliyim..

Bütün o aşağılamanın ve rezilliğin ortasında güçlü duygularla kavrulan bi zenci, yaşlı aygır lee.. Zenci kanı ile elini yıkayan, parfüm süren, zenci kaslarının bedelini ödediği cakalı arabalara binen beyazlardan "Öç Almak".. Herşeyin farkında olması ve intikamını zamana yayması.. En büyük kozu ise, Lee'nin bi beyazınkinden farklı olmayan teni..

Beyazlar tarafından ellerine tutuşrulduğunu düşündüğü ve aslında yabancısı olmadığı dinini ise rafa kaldırmış.. Siyah-beyaz bi aşka gösterilen cibiliyetsiz ve adice tepki yüzünden ailesinin çok kötü zamanlar yaşaması olsa gerek inancını tozlanmaya bıraktıran..

Düzdüğü her hatunla, gençken maruz kaldığı tecavüzlerin öcünü alan bu aygırın kimliği tahmininden biraz erken ortaya çıkyor, ama küçükkenden hissettiği o sikindirik hazla birlikle öcünü alıyor kendi kitabında.. Ve kitabı da her manifestonun gördüğü muameleye maruz kalıyor..

O adice yılların bu kadar kolay unutulması ve zihinlerin, bilinçlerin böyle uyuşturulması zamanın kurnaz oyununu iyi bilen cesetlerin kendi isteklerini bu oyuna yamaması olmalı.. Böylece sınırları bi yarıktan (hatta göt deliğiden) geniş olmayan özgürlük içinde, küçük hesaplar ile boğuldu mazlum.. Bi kasap kendini iyi kalpli çiftçi diye tanıtır, prozac ile dört köşe olan inekler, kendilerini bi hortum ile sömüren kasaba saygı duyar..

Durum bu olunca öç almanın, intikamın ve belki de şiddetin değerini sorgulamak gerekiyor galiba.. Bunun gibi güçlü duygular ile ruhu canlı kalanların, ölü gözler ile çevreyi süzenlerden daha iyi bi hafızaya sahip olması ve bu amcık oyunun ortasında kendine hakim olabilecek ateşi intikamdan alabilmesi, boktan bi dalga ile dağılmalarına engel olacaktır..


Daha erken bi yaşta zamanının çok kısa olduğunun bilincinde olan Boris Vian'ın arkasında bıraktıkları ve bi saksafon solosu uzunluğundaki hayatında başardıkları azınsanmayacak kadar çok.. Biyografisini okumak bile bedenimizi çürüten endişelerimizden sıyrılmak ve harekete geçmek için yeterli..


Respect!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder