BLOGGER TEMPLATES AND TWITTER BACKGROUNDS »

25 Haziran 2010 Cuma

Bilemiyorum..

.




     Damakta titreşen kasların sese dönüşmeksizin sizin beyninizde bittiğini düşünün. Öksürük, geğirme, tıksırma seslerinin de sizde kalıcı beyin hasarına neden olduğunu. Siz ise bütün bu şartlardan muaf olan insanların en ufak hayalleri, ihtiyaçları ve ihtirasları yüzünden acıdan ölüyor ve tekrar diriliyorsunuz. Her seferinde insanlar sizi çarmıha geriyor. Fare kapanına saklanmak için yeterli bir sebep, değil mi?
     Geceden geceye ironi ile oynuyorum. Güneşin batmasıyla ateşimi yakıyorum ve sabaha kadar o ateşi saklıyorum apış aramda. Meşale sönünceye kadar en ufak umuttan, inanıştan veya benim parmak izimi barındırmayan ahlak sisteminden korunmak için kalemi örüyorum. Bu kaleyi düzmenin bedeli o kadar ağır ki her gün bir tarafımdan ısırıp bu kalenin harcına katıyorum. Bir tükürük mesafesinde tükeniyorum anlayacağınız. Ateş sönmeye yakın, gözlerimde bambaşka bir ateş yanmaya başlıyor ve o ateşle de uykumu yakıyorum, Taaki bir sonraki geceye.
     Ufalan dünyam ile bakış açım da daralıyor. Klitoris ile göbek deliği arasındaki mesafe dünyalara bedel ve dünyaların hepsi su alıyor. Hem kaptanım hem miço. Oğlancı denizciler barındırıyorum içimde. Birbirleri ile mücadele içinde olan, muhalif limanlar.
    Karasu’nun kitabındaki gibi soyunuyorum. Yıllarca yağmayıp peydah ettiğim derimi, tırnaklarımla kazıyorum.





    Bu gecenin spesiyali;
      Fişi çekilmiş ebeveynler (Soğuk servis edilir) & Kazanda kanıksama (Alışık olduğunuz tat)

    Bu gecenin şovu ise
      Yedisinden yetmişine, zengininden fakirine herkesin yumurtladığı “bok”un klozette sergilediği cüretkar gösteri. (Sürpriz son, sifonun çekimi)

  

    Frengili sikini götüme dayayan bu vebadan evvel, sokağa çıkmadan önce pantolonumun ceplerini keserdim. Sokaktayken ise sütun bacaklı totemleri ve bu totemlere hunharca kıskançlık besleyen boynu bükük putları izler ve attırırdım. Sikimi ne zaman kalenin duvarına kaptırdım, bilemiyorum.
     Zarımı attım ve mızıkçılık yaptım. Kim, ne zaman beni uyandırdı, bilemiyorum.
     Piçlerim var eski bayanlarımdan. Onlar bu piçlerim üzerinde hayatlarını yavaş yavaş kurarken ben, o piçleri dölleyen nevrotik spermleri ne zaman kül tablasının ağzına kaptırdım, bilemiyorum.
     Derdiyoklar İkilisi vardı eskiden. Mukavva kese kâğıtlarına sıçar ve lolitalarla elim sende oynarlardı. Sıra en son kimde kaldı, bilemiyorum.
   

    Size ilginç gelebilir ama Allah’a çok yakınım. Hayal kırıklığı mı yarattım, sikleyemiyorum. 



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder