BLOGGER TEMPLATES AND TWITTER BACKGROUNDS »

24 Ağustos 2009 Pazartesi

Kim Bilir..

.


Uzun süredir madde kullanmamasına rağmen, sağlıklı hayatın renkli ve göz kamaştırıcı havasından sıkıldığı için tekrar başladı kullanmaya. Günün çoğunu keyfi sarhoşluk ile havada uçuşan siklerin ve amların olduğu rüyalar ile geçirdi. Hissetmeye çalışıyordu dört duvar odasında, evet..

Ayrıca maddenin, onun istediklerini unutmasını sağlaması da yanına kar kalıyordu. Hatırlamıyordu ailesini, götü yırtık dostlarını ve sevgililerini. Onu kullanan sevgilileri.. Ve aslında, ona en çok koyan bu siktiğimin kompleksiydi. Her mutlu ve güzel geçen günlerin ardından hışımla çıkan bi sorun ile birlikte sersemliyordu o da, herkes gibi. Ama onu herkesten ayıran şey, her kötü son ile kullanıldığını anlamasıydı.. Geçmişten bi dostunu hatırladığında, onun yüzünü, saçlarını ve ya göğüslerini değil de, ona tarot öğrettiğini, japon sinemasından isimler izlettiğini ve doors sevgisi aşıladğını hatırlıyordu.. "Ve şu anda kesin yeni sevgilisiyle birlikte doors dinleyip, sik kafalı japonları izleyip ve üstüne de tarot bakıyorlardır" diye düşünüyordu..

Belli bi döneme kadr bu düşünceleri, "Gördüğüm resimler, onların dışarı gösterdiği, yalancı hayatlarının en tapılası parçaları, gerçek ve samimi değil" diye düşünerek kafasından atabiliyordu.

Ve polyaana düşüncelerin faydasızlaştığı günlerde başladı müptela olmaya. Bu kompleksten kurtulmaya çalışmak nerdeyse herşeyine malolacaktı. Kitapları, bibloları, ecük bücük resimleri ve dvd koleksiyonları.. Ama hepsi unutmaya değerdi..

Geriye bi yatak bi de dört duvar kaldığında, unutmuştu unutacağı kadarını ve başladı yeni bi hayata. Fakat yeni hayatındakileri de "kedi sikici piçler" diye çağırması pek bi zman almadı.

Uzun süredir madde kullanmamasına rağmen, sağlıklı hayatın renkli ve göz kamaştırıcı havasından sıkıldığı için tekrar başladı kullanmaya. Ve üstüne üstlük "kedi sikici arkdaşlar", ve şeytanı papuçla düzen sevgililer. Farklı şeyler hissetmeye açtı. Ve kendi düğümü çözülmeden acı dışında bi bok hissedemeyeceğini biliyordu da.. am denizinde yüzse de, kağıt paralar ile götünü silse de düğüm çözülmeden aç kalacaktı..

Düğümü çözebilmiş olsaydı, kaçmamış olsaydı niye kaleme alırdım "o"nu..

Şu anda napıyor mu? Posterlerin yıllar yılı oluşturğu pasağı barındıran duvarlar haricinde, bomboş olan odasında, başına buyruk vals ediyor olmalı, belki de çifte telli. Ya da müzik dinleyip, japonları izliyordur, kim bilir..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder